sessiz melek'in dünyasına hoşgeldiniz


31 Aralık 2009 Perşembe

yarışma =)

 Day Mod  markasının sponsorluğunda "turkuaz" adlı blogta yarışma var. şartları blogta belirtilmiştir http://olcaytile.blogspot.com/2009/12/yarismam-var_29.html . katılanlara bol şans diliyorum bende katıldım. =)

17 Aralık 2009 Perşembe

neşeli hayat


dün sevgilimle Bkm oyuncularının yer aldığı, Yılmaz Erdoğanın oynayıp yönettiği Neşeli Hayatı http://www.neselihayat.com/default2.asp izlemeye gittik ve bin pişman olduk. film daha çok Yılmaz Erdoğan'ın etrafında dönüyor basit bir konusu var. ben açıkçası ne mesaj verildiğini, hatta bir mesajın varlığından söz edebilir miyiz bilmiyorum. ne sekice bir espri ne de abartı bir oyunculuk gördüm. ve en çok eleştirebileceğim nokta kadınların en büyük istismarı ve korkusu olan tecavüzün böyle sıradan, bayağı esprilerle ele alınması. ben filmi beğenmedim açıkçası ne konusunu ne de oyunculukları. 
ama gidip izlemek size kalmış elbette iyi seyirler. =)

Çöl çiçekleri...

'ÇÖL ÇİÇEĞİ' adlı bir kitap okuyorum; yazarı Waris DİRİE. http://www.bilgeyayincilik.com/images/kitap/C%C3%B6lCicegiXL.jpg Aslen Somali'li. Somalili kadınların çöl ortamındaki yaşam zorluklarını, erkeklerin gözündeki yerlerini, Afrika'da yaşayan müslüman bir kadın olmanın getirdiği zorlukları (sünnet olmak gibi!) anlatıyor kitap ve bunu birinci ağızdan anlatıyor çünkü kendi yaşamı yazarın...
kesinlikle okunması gereken bir kitap olarak görüyorum. okurken her ne kadar tüylerim diken diken olsada bir kez daha kadın olmanın zorluklarının bilincinde oldum. çünkü bende bir kadınım ve bende kendime göre zorluklar yaşıyorum. ama ben Somalili çöl çiçekleri kadar şansız değilim! benim eğitim şansım, ekonomik özgürlüğüm, erkeklerle eşit haklarım var... ama o kadınların herşeyden önce bana göre saçma ama onlara gelenek olan sünnet olayı var ve bunun bir erkeğe satılırken (onlara göre evlendirilirken deve karşılığında) bir övünç kaynağı olmasıda ayrı bir trajik durum. 
bize kendi ülkemizin çöl çiçekleri olmayalım! 


kutummmm =)


kutu yaptım ya artık bir sene konuşurum bunu. :) napayım öyle marifetli değilim çok iyi olmasada el emeği birşey yaptığım için mutlu oluyorum.

14 Aralık 2009 Pazartesi

el emeği göz nuru =)


takip ettiğim bir blogta kutu yapımını gördüm http://www.keyiflihobiler.com/2009/10/oluklu-mukavvadan-kutu-yapalm-m.html yapan arkadaşın ellerine sağlık tebrik ediyorum. bende yapmalıyım dedim blogunda da verdiği yapım aşamalarından yardım alarak elimden geldiğince yaptım. şuan resmini çekemedim ama mutlaka resmini atıcam bloguma. içine dvd'lerimi koydum çok kullanışlı ve şık oldu. =)
resimde ekledim =)

6 Aralık 2009 Pazar

açlık oyunları


kitabı aldım elime, büyük bir hevesle okudum ve bir nefeste bitti diyebilirim. kitabın reklamı gibi bir yazı değil amacım. sadece kitapta yansıtılan şeyin beni çok etkilemesi:açlık... insanlar sadece bir parça ekmek için nelere katlanıyorlar bizse yemekten arta kalanlara tenezzül etmyoruz. biraz da etrafımıza bakıp elimizdekilerin kıymetini bilsek. bu bir tek yemekte değil hayatımızdaki herşeyde geçerli. her zaman daha fazlasını istiyoruz. nedir bizi bu kadar doymaz yapan? hırslarımız, isteklerimiz, amaçlarımız? hangisi?
keşke elimizdekilerle mutlu olmayı öğrensek...

1 Aralık 2009 Salı

huzur...

hep istemişimdir balık tutup ilerilere dalmak, hayatın aksaklıklarını unutup başka diyarlara gitmek. belki bir gün yaparım ne dersiniz?

sevgiliden öğütler

erkek arkadaşımın benden 2 isteği var:
1-sesli konuşmak
2-hiperaktif olmak
işte bu ikisini özellikel 1.sini çok istiyor benden. bir huyum var (kurusun) sesli konuşamıyorum karşımdaki halden hale giriyor anlıycak diye beni :D ama inanın bilerek yapmıyorum buradan sevgilime sesleniyorum artık yanındayken haykırarak konuşucam aşkım SENİ ÇOK SEVİYORUM şeklinde( büyük harfle yazmam bağırdığım anlamında :P )

açlık oyunları

bugün yeni bir kitaba başladım ilginç bir konusu var bakalım ne kadar sürede bitiricem metrobüste okudğumu düşünürsek :P

mor saçlı kız

klasiktir kadınların moralleri bozulduğunda saçlarıyla uğraşmaları bende gittim boyamı aldım annemi yanıma aldım zorla saçımı boyattım. :) saçlarım eskisinden daha da mor daha bir asi
mor saçlarımla mutluyum :)

30 Kasım 2009 Pazartesi

bende garip olan ne?

dün sevgilim bana çok acayipsin dedi. bende acayip olan ne? düşüncelerim? hareketlerim? tavırlarım? takıntılarım? duygusallığım?
yanıt: bence hepsinden bir parça sebep var .=)

28 Kasım 2009 Cumartesi

ağlamak...


Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Victor Hugo

herşeye sitem...


bayramın 2. günü bitmek üzere. bu bayramı kendim için büyük umutlarla beklemiştim... sevgilimle buluşup doya doya vakit geçirecektim, kuzenlerimle görüşüp-bol bol hasret giderip gülücektim, aile büyüklerini görüp harçlık toplayacaktım. =) şu an buruk bir gülümsemeyle yazıyorum yazımı; neden mi: cevabı açık dostalarım beklentilerimin hiçbirini başaramadım. sevgilimle buluşacağım bayramın ilk gününde tüm planlarım suya düştü. çok büyük hevesle saçımdan şalıma kadar süslenip sevgilimi beklemeye başladım. güya sevgilim bize gelicek evdekilerle tanıştırıp gezmeye gidicektik. ama gelin görün ki sevgilim 2 saat gecikmeli geldi.evde artık bir tek babaannem kalmıştı. neyse ki onunla tanıştırdım. sonra noldu derseniz erkek arkadşımın evine gittik,annemin yapmış olduğu tatlıyı koyduk.saat zaten 4 olduğundan dolayı iki saat oturup kalmak zorunda kaldım. ha o arada sevgilimle iki çift laf ettim mi? ona da hayır dostlar. gelen ve kalkmak bilmeyen misafirler ve soru sormaktan yılmayan bir yenge eşliğinde haliyle yüzünü bile zor gördüm ve koca bir gün heba olup gitti.
gelelim 2. güne... planım şu: erkek arkadaşımın izinleri benimkiyle tam tersi durumda olunca; nasılsa görüşemiycem bari kuzenlerle hasret gidereyim. çok çok çok sevdiğim, kardeşim, dostum, arkadaşım olarak gördüğüm sevgili kuzenim(!) ilk defa bir bayramda bize gelemyeceğini söyledi. diğer kuzenimi aradım il dışında okuyor bari onu göreyim dedim, ama ondan da aldığım hayır cevabıyla son umutlarım ve sabrımda tükenip gitti. artık ne bir akrabayı ne bir arkadaşımı görme isteği kaldı içimde. şu an kimseyle konuşma isteğim yok. yarım saatlik molasında sevgilime bir cee eee deyip geldim. tüm bu yaşadığım traji-komik durumlar dışında; bizim eve gelen yakın akrabaların bir yarım saat durup (il dışından gelmeleri göz önüne alındığında) sonra hemen artık kalkalım şeklinde kıpırdanmaları da ayrıca sinirimi bozan bir durum...
ha bir de il dışında okuyup bayram için gelen bir arkadaşım var. güya erkek arkadaşımla onu da alıp gezicektik ama tam 1 yıldır olduğu üzere bu kez de olmadı bu planımız. bir türlü bu sevgili kardeşimle gezmeyi başaramadım.
tüm bu saçma durumların dışında etrafımda tek dostumun bile olmadığını görüyorum. arayıp ya da çağımızın iletişim şekli olarak sms ile bir nasılsın diyen yok. kendimi 60 yaşına gelmiş ama etrafında tek kişi olmayan huzur evindeki insanlar gibi hissediyorum. ama onların bile birbirleriyle kurdukları dostlukları var... tek yakınım olan erkek arkdaşımla da görüşemedikten sonra büyük bir hüsranla ve kırgınlıklarla bayram faslını kapatıyorum ve bu bayramdan sonra hiçbir bayram bayramın benim için bir mutluluk ifadesi olmayacağını biliyorum.
evet, herkese iyi bayramlar...

14 Ekim 2009 Çarşamba


merhabalar efenim. kısaca bişeyler yazıp kaçıcam. bugün fransızca dersini alabileceğimi öğrendim inanılmaz mutlu oldum. lisede 4 yıl fransızca gördüma ama gelin görünki geriye pek bişey kalmadı şimdi üniversitede alabileceğimi öğrenince çok mutlu oldum. şu an içimde inanılmaz bir heyecan var. sürekli yeni birşeyler öğrenme heyecanı. fransızca alıcam, derslerim zaten ingilizce, ytü'nün tiyatro klbünde eğitim almayı düşünyorum. birde kendi bölümümün klüp faaliyetleri var ki çok eğşenceli. mesela köşe-bucak bölümü var. her hafta istanbulun değişik mekanlarını geziyoruz. ( ben henüz katılamadım -uz eki taktığıma bakamayın) birde bölümüm gereği sürekli olarak güncel haberleri takip etmek zorudnayım. ha bu arada ara bilgi bölümüm siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler. =) bu kadar boş konuşma yeter gidip ders çalışmam lazım her güzellipin bir dikeni oluyor. :D aaa birde unutmadan söyleleyim kuzuuum hala zübük'ü bitiremedim ya. ama metrobüslerde okurken kahkaha atıyorum resmen millet deli görmüş gibi bakıyor bana. :D bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyprum. güldürürken düşündüren, düşündürürken eleştiri yaptıran bir kitap! neyse hadi iyi akşamlar. =)

1 Ekim 2009 Perşembe


Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun ? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek . Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun ? “ Seni seviyorum “ sözcüğü dilimin ucunu ...ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek . Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun ? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek . Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek . Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun ? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak . Senin yanında olan seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak . Seninle olmanın en mutlu yani ne biliyor musun ? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana ... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte . Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek ... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek . Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun ? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak ... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak . Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun ? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek ... Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak . Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde . Kanadıkça tuz yerine göz yaşlarımı basmak yüreğime . Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun ? Nereden bileceksin ? Sen benimle hiç olmadın ki . Olsaydın avuçlarım terlemezdi ... Isırmazdım dilimin ucunu ... Özlemezdim seni yanımdayken ... Kıskanmazdım . Korkmazdım yollarda yürümekten . Islanmazdım yağmurlarda ... Yıldızlara aya dert yanmaz böyle her şarkıda sarhoş olmazdım . Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize ... Ve her kulaçta haykırırdım seni . Ama sen hiç benimle olmadın ki ... Ya aklın başka yerlerdeydi . Ya yüreğin...

Can YÜCEL

27 Eylül 2009 Pazar

şuan tasedüfen buldum bu fotoyu heme paylaşmak istedim çok şirin bence. =)


saat 00.52 şuan. canım inanılmaz sıkkın. neden derseniz: bende bilmiyorum. gecenin şu saatinde boş boş bakıyorum ekrana. sandalyemden kalkamaya bile mecalim yok.

aklımda gezen bin türlü soru...
sonra aklıma başka düşünceler geliyor; mesela insanlar neden kötü? aslında insanlık tarihinin bulamadığı cevabı ben mi bulucam diyorum kendi kendime ama öyle yinede soruyorum kendime. cevabı bilmesemde... peki bu soru nerden esti diyeceksiniz? tabiki hergeçen gün yaşadığım tecrübeler diyeceğim bende. her geçen gün ayrı bir şaşırıyorum insanlara. sanırım büyüyorum. birde türkiye gibi bir yerde okuma sorunu var malum: üniversiteyi kazandın tama afferin eyvalah ama bunun harcı var, yol parası var, yurtu-yatakhanesi, ev tutuması var, kitap parası var! en son benim yakındığım durum kitap parası. off ya dertlendim yine neyse bu konuyu da geçelim.

tüm bu olumsuzlukların yaınında sizinde hemen tahmin edebileceğiniz gibi kapkara dünyamda güneş gibi açan sevgilim var! ou görmem tüm dertleri unutmama yetiyor zaten. ama gelin görünki bu aralar çok yorgun benim sevgilim ya işten evine geçince bir bakıyorum msj sıklığı dakikada 20 den ( :D ) 20 dk da bir taneye düşüyor :( olsun ama dinlensinde o da yeter bana. =)
bu kadar gevezelik yeter bence saat 01.07 şuan. :D artık üşenmeyip duş almalıyım bence.

25 Eylül 2009 Cuma


bugün pek birşeyler yazasım yok aslında ama yinede bikaç cümlem olsun dedim. bugün sonunda bir hocayla da olsa tanışabildim. ders ilk olduğu için türkçeydi ama altını çizerek belirtti saygıdeğer hocamız bir dahaki derse türkçe açıklama yokmuşşşş! :D ne güzel bir haber değil mi? neyse bu konuyu geçelim. kitaplarımdan sadece bir tanesinin fiyatı dudak uçuklatıcı kaldı ki daha 7 ders kitabı var bu da ayrı bir müthiş haber! geçelim. yarın çalışıyor olucam yani bana tatil yok bu konuya ise hiç girmek istemiyorum. şuan içimde bir sıkıntı var nedenini bilmediğim; sanırım sevgilimi özledim... :( neyse ben kaçayım daha fazla gevezelik yapmak istemiyorum. =)

24 Eylül 2009 Perşembe


birazda sevgili kuzenimden bahsedeyim.
adı: kübra
kod adı: tehlike geliyor kaçın :D
şaka bir yana kuzenden çok benim dostum, kardeşim, arkadaşımdır.
herşeyimi paylaşırım hiç çekinmem, bir derdim olduğumda koşacağım ilk insanlardan biridir.
eğlenceli, biraz çılgın, kültürlü, biraz kokoş, bakımlı, biraz marka takıntılı ama her haliyle benim sevgili kuzenim...


bugünle ilgiliyazmak istediğim çok şey var...

ilk önce dün ve bugüle ilgili bişeyden bahsedicem: okul. henüz bir derse girebilmiş değilim :D güya 2 gün önce korkuyorum diyordum ama henüz korkacak bir sınıf bulamadım. :D :D yarın da bir dersim var sırf o ders için okula gidicem ve büyük ihtimalle de o derste olmayacak ben sadece bir ton yolu çektiğimle kalıcam ama olsun =)


gelelim diğer konu: bugün erkek arkadaşımın kankileriyle buluştuk. içlerinden birinin doğum günüyüdü ve benim haberim yoktu şaşırdığımla kaldım ama bozuntuya da vermedim. =) ama asılkonu o değil; doğum günü olan x kankisinin sevgilisi var ama ne ilginçtir ki sevgilisi yerine çok samimi olduğu başka bir arkdaşı vardı hatta onun başka bir arkadaşı daha(!) vardı.* bu tanımadığım iki süpriz arkadaş açıkçası beni çok gerdi. ortamdan inanılmaz soğudum. anlamıyorum sevgilisi olduğunu bile bile niye bu kadar yakın davranırlar ki? hani bariz bir şekilde flört ettiler. daha derine inmek gerekirse niye isnan aldatır? bu konuda çeşitli makaleler okumuştum ama bence kesinlikle genle v.s. ile ilgili değil; tamamen insanın kendisinde bitiyor. yani sevgilin san yetiyorsa bakasıyla işin ne? anlaşamıyorsan uyuşmuyorsa sevgilinle hala işin ne? neyse bu konuşa uar da gider ve bir sonuca varılamaz. ama bildiğim tek şey varsa ben o buluşmaya kesinlikle sevgilimi tek göndermezdim ki öyle de yaptım. yanlış anlamyın sevgilime güvenim sonsuz ama olsun ;)
bu buluşma hakkında başka bir olay, sevgili yanımda uslu bir çocuk gibi oturmuş olsa da ben kıskançlık krizine girdim. :P ama elimde değildi o iki malum şahıssın hareketleri ben, çileden çıakrmaya yetti. hele birde içlerinden bitanesinin çok samimiymişiz gibi arada göz kırpması yok muuu ıyyy :S günün sonunda olan sevgilime oldu. canım sevgilim benden kıskançlık payını aldı neyseki bana kıyamaz hemen afetti beni. ;)

gelelim bir diğer konu: kendimce ek bir iş yapmaya başladım. kozmetik ürünleri satışı yapyorum. ilk kez böyle birşeye kalkıştım başarabilecek miyim: soru işareti :D bakalım ilerleyen günlerde görücez siparişleri verdim inş elimde patlamaz yoksa kaş yapayım derken göz çıkarıcam :D :D


*arkadaşı karşı cinsten olyuor ve bir hayli de samimiydiler...

22 Eylül 2009 Salı


GÖZLERİN

Gözlerin gözlerin gözlerin,
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
kaç defa karşımda ağladılar
çırılçıplak kaldı gözlerin
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
sevinçli bahtiyar
alabildiğine akıllı ve mükemmel
dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat İstanbul.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
gün gelecek gülüm, gün gelecek,
kardeş insanlar birbirine
senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
senin gözlerinle bakacaklar.

Nazım Hikmet RAN

merhaba herkese...


ilk yazım tatilin bitişi yani okulun başlamasıya ilgili. üniversite 1. sınıf öğrencisiyim ama hala korkularım var; mesela yeni bir sınıf gibi. hayatımda yeni bir eğitim dönemi başlıyor ve ben ilk defa okul başlasın istemiyorum. tamam tatil bitiyor ama benim asıl derdim başaramayacağım.
tüm bu korkular arasında, yeni güne umutla başlamamı sağlayan insan yani erkek arkadaşım benim güç kaynağım oluyor... onun sayesinde her zorluktan çıkmayı başarabiliyorum. insanın sonuna kadar güveneceği, düşmeyeceğini bilerek arkasına yaslanabildiği birine sahip olması çok önemli bu zorlu hayatta. işte bende bu şansa sahip kişilerden biriyim.
iyi ki o mükemmel insana sahibim...